26 Şubat 2012 Pazar

ÖĞRETİCİ METİNLER


Öğretici metinler; bilgi vermek, bir konuyu açıklamak, herhangi bir konuda düşünceleri ortaya koymak vb. amaçlarla kaleme alınan yazılardır.
* Öğretici metinler; yazılış amaçları bakımından, coşkuyu dile getiren ve olay çevresinde oluşan metinlerden farklıdır. Öğretici metinlerde amaç; öğretmek, bilgi vermektir.
* Öğreticiliğin amaçlandığı metinlerde dil göndergesel işlevde kullanılır. Dilin göndergesel işlevinde; anlatılmak istenenler, doğrudan anlatılır.
* Öğretici metinlerde dilin açık ve anlaşılır olması çok önemlidir. Dili anlaşılmayan bir metin, okuyucuya bir şey öğretemez. Dil ve anlatımdaki yalınlık, öğretici metinlerin kendi içindeki anlatım türlerine göre farklılık göstere­bilir. Felsefi, bilimsel metinler, tarih, makale, eleştiri vb. türlerin yalın olması gerekir. Deneme, fıkra, sohbet ve kişisel yaşamı konu alan anlatım türlerinde yazar dili öznel yaklaşımla kullanabilmektedir.
* Öğretici metinler belli bir amaç doğrultusunda yazılır. Öğretici metinlerde yazarın amacı bir nesneyi, bir kavra­mı, bir olayı açıklamak, anlatmak bildirmek ve okuyucuyu uyarmak, harekete geçirmektir; anlam da bu amaca uygun olarak ortaya konur.
* Öğretici metinlerde yazar, metni oluştururken (bilgi vermeyi ve öğretmeyi amaç edindiğinden) sözcükleri ger­çek anlamlarıyla kullanır ve düşsel öğelere, imgelere mümkün olduğu kadar az yer verir.
* Yazar dil ve anlatım özelliklerini; somut gerçekliklere, varlık, olay ve durumlara bağlı olarak oluşturur.
* Öğretici metinlerde anlam; okuyucu, zaman ve mekâna göre değişmez ancak yazarın düşüncelerine okuyucu­nun mutlaka katılması gerektiği gibi bir zorunluluk da yoktur; kısacası öğretici metinlerden herkes aynı anlamı çıkarır ancak o konuda farklı düşüncelere sahip olabilir.
* Öğretici metinler; günlük hayatın problemleriyle yakından ilgilendikleri, somut gerçeklikleri dile getirdikleri için dönemin sosyal, kültürel ve siyasi yaşamını daha yoğun bir şekilde yansıtır.
* Öğretici metinlerin oluşmasında; metnin yazılış amacının ve hedeflenen okuyucu kitlesinin çok önemli rolü vardır.
* Metnin tamamının iletmek istediği düşüncenin en kısa, yoğun ifadesine ana düşünce denir. Öğretici metinler, belli bir düzen içinde birleşerek ana düşünceyi şekillendiren birimlerden oluşur. Bu birimlerin temelinde, dilin anlamlı en küçük parçası olan "sözcük" vardır. Sözcükler bir araya gelerek cümleleri, cümleler paragrafları ve paragraflar da metni oluşturur.
* Öğretici metinler yapı bakımından incelenirken metni oluşturan birimlerin, metnin yazılış amacına ve hedef kit­leye göre düzenlendiğine dikkat edilir.
* Düzenli yazılmış bir metinde cümleler anlamca ve yapıca birbiriyle uyumludur. Metni oluşturan birimlerin (cüm­le, paragraf), metnin tamamı dikkate alındığında tek bir duygu ve düşünce etrafında birleştiği görülür.
* Bir metne sorulan "Bu metin hangi amaçla, niçin yazılmıştır?", "Bu metinde asıl anlatılmak istenen nedir?", "Bu metinde hangi düşünce vurgulanmaktadır?", "Bu metinden çıkarılacak sonuç nedir?" vb. soruların cevabı ana düşüncedir.
* Ana düşünce, bir cümle olarak metinde bulunabildiği gibi metnin tamamından çıkarılacak bir sonuç da olabilir ancak ana düşüncenin metin içinde bir cümlede açıkça ifadesi, az rastlanan bir durumdur.
* Diğer edebî türlerde olduğu gibi öğretici metinler de yapı, tema, dil ve anlatım gibi konularda tarihî süreç için­de kendi geleneklerini oluşturur.
* Her dönem, hazır bulduğu geleneğe yeni öğeler ve değerler katarak geleneği zenginleştirir ve geleneğin deva­mını sağlar.
* Geleneğin oluşmasında dönemin zihniyetinin de önemli rolü vardır çünkü zihniyet, insan etkinliklerinin belirle­yicisidir.
* Öğretici metinlerde yazarla okuyucu arasında öğretme - öğrenme ilişkisi vardır. Bu ilişkide metnin; yazarın duy­gu ve düşüncelerini yansıtmaması, yani yazardan izler taşımaması düşünülemez.
* Olayları algılama, yorumlama, yansıtma vb. yönünden her insanın bir bakış açısı vardır; bu durumda metinle yazar arasında bağın olmaması düşünülemez.
* Gerek sanat metinleri gerekse öğretici metinler bir yazarın kaleminden çıktığından yazarın dünya görüşü, ya­şam deneyimi, üslubu eserde kendini hissettirir.